Fairuz: Yaşayan Bir Arap Müziği Klasiği

Bugün Arap müziği denilince akla gelen ilk birkaç isimden biri olan Feyruz, Arap dünyasının turkuaz sesli kraliçesi olarak anılıyor. Feyruz, asıl adıyla Nouhad Haddad, Mardinli Wadi Haddad ile Lübnanlı Maruni Liza Alboustani’nin ilk kızları olarak 21 Kasım 1935’te Jabal Al Arz’da, Lübnan’da doğdu. Mardin’den Beyrut’a uzanan bir hikaye Feyruz’unki. Ailesi Süryani Ortodoks Hristiyanlardan. Feyruz anne ve babası ile beraber Beyrut’a yerleştikten sonra müziğe okul korosunda başladı ve Lübnanlı eski söz yazarlardan Mohamed Flayfel’in de yardımıyla Lübnan Radyosu Korosu’na seçildi. Nouhad’ın yavaş yavaş yaşadığı toplumda Firuze, yani turkuaz diye anılmaya başlaması Rahbani kardeşlerle tanışması ile başladı. Arap ve Batı toplumunda yaptıkları iyi müziklerle tanınan Rahbani kardeşler, Feyruz’un yorumlayabileceği şarkılar bestelemeye başladı. Şimdilerde Feyruz’un en tanınan şarkılarından biri olan “Nehna Wel Amar Jiran”, Rahbani kardeşlerin düzenlemesi ile ilk çıkış şarkısı olmuştu. Feyruz müzik kariyerine okul korosuyla başladı. 1955 yılının Temmuz ayında Rahbani kardeşlerden Assy Rahbani ile evlendi ve eşi ile beraber Beyrut’un kuzeyindeki Antelias’a taşındılar. Bir yıl sonra Ziyad ismindeki oğulları dünyaya geldi. Feyruz’un Rahbani kardeşlerle birlikte çalışıyor olması onun hem sadece Arap dünyasında değil, aynı zamanda Batı dünyasında da tanınmasına yardımcı oldu. 1971 yılında Batılı müzisyenler arasında statü göstergesi sayılabilecek sahnelerde konserler verdi. New York’ta Carnegie Hall, Londra’da Albert Hall, Paris’te Olimpia’da verdiği konserleri izlemek için gelen çok sayıda izleyici salonu doldurdu. Yolunun Rahbani Kardeşler ile kesişmesi Feyruz’u bambaşka bir noktaya taşıdı. Rahbani kardeşlerin yalnızca bestelediği şarkıları seslendirmekle kalmayan Feyruz, aynı zamanda yazdıkları birçok müzikalde de sahne aldı. Tüm bunların dışında sinema sektörüne de giriş yapan Feyruz, Yusuf Şahin’in Bayya’ al-Khawatim, Henry Barakat’ın Safar Barlik ve Bint al-Haris filmlerinde rol aldı. Ömrü boyunca, Beyrut’taki iç savaş yıllarında kısa bir süreliğine Beyrut’tan ayrıldığında ülkesine duyduğu özlemi şarkılarında sürekli dile getirdi. Feyruz yalnızca şarkıcılıkla yetinmeyerek pek çok müzikal ve sinema filminde de sahne aldı.Feyruz yalnızca şarkıcılıkla yetinmeyerek pek çok müzikal ve sinema filminde de sahne aldı. Turkuaz sesli kraliçe Feyruz, sadece kitleler önünde konser verdi. Devlet büyüklerinin önünde özel konser vermeyi her zaman reddetti. Bu da onun toplum tarafından daha çok benimsenmesini ve sevilmesini sağladı. 2015 yılında Feyruz’un hayatı Fransız yapımı belgesel bir filme de konu oldu. 82 yaşındaki sanatçının hayatının bilinmeyen yönleri bu film ile Lübnanlılara gösterildi. Lübnanlılar iç savaş döneminde ülkeden ayrılmak zorunda kalan Feyruz’un ülkesine dönüşü, Lübnanlılar için adeta bir umut ışığı oldu. Şarkılarında Ortadoğu müziklerinde duyduğumuz ut, bendir, kanun gibi enstrümanlar olmadı sadece; çello, keman, piyano gibi Batı dünyasına hitap edecek tınılara da yer verdi.(KAYNAK:https://www.gzt.com/mecra/mardinden-beyruta-bir-kralice-hikayesi-feyruz-3116599)
MİKAİL ASLAN VE CEMİL QOÇGIRİ’DEN:RESENO
Mikaîl Aslan ile Cemîl Qoçgîrî’nin 20 yıllık ortak müzik yolculuklarına adadıkları albümün ilk kilamı yayınlandı. Mikaîl Aslan ve Cemîl Qocgîrî´nin yirmi yıllık ortak müzik yolculuklarına adadıkları “Rû bi Rû” (Yüzyüze) albümünün ilk teklisi “Reseno” (Yetişir) dinleyici ile buluştu. Ocak 2023’te çıkacak olan albüm, Kalan Müzik etiketini taşıyor. Sözlerini Cemal Taş’ın yazdığı kilamın müziği Mikaîl Aslan’a ait. Kilam şu link üzerinden dinlenebilir Reseno’nun (Yetişir) sözleri şöyle: “Herdê ma herdê pîran o/ Mekanê jiyar diyaran o/ Sir û sitarê qoman o/ Welatê kirmancan o/ Qulba xo roc ra cêno/ Tîcî ra kellê xo birneno/ Kal û bela ra binge cêno/ Rêça xo uza ra ano/ Herdê xo bimbarek o/ Welato de belek o/ Adirî sero hewz û kesk o/ Cacim de nexso sur belek o/ Heq mordem de, mordem Heqî de/ Cayê Heqî qelbo pak o/ Nur û camalê adêmî/ Awe, adir de keremet o/suret o/ Xizirê serê dengizan o/ Serê kelek û gemiyan o/ Havalê sêy û bêkesan o/ Saata tenge de reseno/ Kuno tonê jû feqîri/ Asparê ostorê qirrî/ Nam û sanê to Xizirî/ Biyo diyaxê nêçarî/ Dundile fîno vay ver yêno/ Pê xo de tozike dimneno/ Kou gerîsa dêmdano/ Carê nêçarî de reseno (Diyarımız pîr yurdudur/ Kutsal mekânlar yurdudur/ Halkın sır ve sığınağı/ Kirmancların öz yurdudur/ Kıblesi güneşten gelir/ Işığa niyaz edilir/ Kal û beladan el alır/ İzi ta oradan gelir/ Kutsaldır toprağı yurdu/ Alaca renklerin yurdu/ Nâr üstünde mavi sarı/ Kilim nakşı alacalı/ Hakk insanda, insan Hakk’ta/ Hakk’ın yeri temiz kalpte/ İnsanın nur ve cemali/ Surettir su ve ateşte/ Denizler serdarı Xızır/ Gemiler, tekneler korur/ Yetim kimsesiz yoldaşı/ Dara düşene yetişir/ Girer bir fakir donuna/ Süvaridir kır atına/ Xızır, adıyla sanıyla/ Naçara sabır olanda/ Düldül yele sürer gelir/ Toz dumana katar gelir/ Dağı tepeyi aşar da/ Naçara çare getirir” (ma)